Türkiye Cumhuriyeti, son 21 yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetlerince yönetilmektedir. Koalisyonların olmadığı, tek parti iktidarı yönetiminde geçen bu 21 yıl içerisinde Türk tarihinde birçok ilkler yaşanmış, doğrularla yanlışlar birbirine girmiş ve pek çok faydalı icraatın yanında, olumsuz etkilerinin giderilmesi oldukça zor büyük hatalar yapılmıştır.

Özellikle son 10 yıl içinde devlet içindeki güç odakları arasındaki hesaplaşmalar ve AK Parti iktidarlarının bu hesaplaşmaların tarafı veya aleti olması nedeniyle AK Parti'nin ilk dönemlerinde iyi denebilecek seviyelere yükselen adalet, demokrasi ve ekonomi, tekrar inişe geçmiş ve kötüleşmeye başlamıştır.

Bugün geldiğimiz nokta itibariyle Türkiye, hala temel hak ve özgürlüklerin tam anlamıyla güvence altında olmadığı, adalet sisteminin bozulduğu ve ekonomik göstergelerin gittikçe kötüleştiği bir ülke konumuna gerilemiştir.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde daha önce örneği görülmemiş sarsıcı hadiselerin yaşandığı son 21 yıllık süreçte, iktidar partisinin tüm kadroları hem yorulmuş ve yıpranmışlar, hem de devletimizi ve milletimizi yormuş ve yıpratmışlardır.

Demokratik hakların, özgürlüklerin ve ekonomik refahın artmasına yönelik büyük beklentilerle iktidar olan ve bugüne kadar vatandaşlarımızın önemli bir kesimince bu beklentilerle destek verilen iktidar partisi, bugün artık vatandaşlarımızın bu beklentilerini karşılayamaz hale gelmiştir.

Geldiğimiz nokta itibariyle toplum kademeleri arasında gelir dağılımı adaletsizliği had safhalara ulaşmış, orta sınıf zayıflamış ve zengin ile fakir arasında uçurumlar oluşmuştur. İktidara yakın bazı çevreler hızla zenginleşirken, orta ve düşük gelirli vatandaşlarımızın alım güçleri azalmakta ve büyük bölümü bugüne kadar iktidar partisine oy veren bu vatandaşlarımız gittikçe fakirleşmektedir.

Enflasyon, faizler ve döviz kurları yükselmekte, her şeye zam gelmekte ve vatandaşlarımızın alım gücü her geçen gün azalmaktadır. Öte yandan üretici ve esnafımız üzerindeki vergi ve diğer mali yükümlülükler artmakta ve devlet, adeta sanayici ve esnafımızın kazancına yarı yarıya ortak hale gelmektedir.

Tüm bu olumsuz tablonun üzerine, Cumhuriyet tarihimizin en büyük afetlerinden biri olan 6 Şubat tarihli depremler yaşanmış ve depremden etkilenen illerimizde milyonlarca vatandaşımızın ihtiyaçlarının acilen karşılanması ve göç eden vatandaşlarımızın kentlerine dönmeleri sağlanarak bu illerimizde hayatın bir an önce normale döndürülmesi ihtiyacı hâsıl olmuştur.

Mevcut siyasi konjonktürde, tüm bu sorunlara çözüm üretip vatandaşlarımızın beklentilerine cevap verebilen ve ülkemizi demokratik hak ve özgürlükler ile ekonomik gelişmişlik açısından gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmaya yönelik politikalar geliştirebilen bir muhalefet de bulunmamakta ve adeta siyasi bir tıkanıklık içine girilmiş bulunulmaktadır. Dünyada köklü dönüşümler yaşanır ve uluslararası dengeler yeniden oluşurken, ülkemizdeki siyasi aktörler zamanlarını ve enerjilerini kısır iç meselelerle uğraşarak tüketmektedir.


Türkiye ve Türk Milleti, tek bir kişinin veya partinin kaderine bağlı olacak kadar kısır bir devlet ve millet değildir. Türkiye ve Türk Milleti, kişilerden ve partilerden çok daha büyüktürler. Büyük Türk Milleti, en umutsuz dönemlerde bile bağrından kendisine yeni ufuklar açacak, eskimez ülkülere doğru kendisine liderlik edecek alternatif kadrolar çıkarabilmiştir.

Türkiye, sadece Türk Milleti için değil, dünya üzerinde zulme uğrayan, sömürülen ve uzanacak yardım eli bekleyen tüm insanlar ve milletler için de bir umuttur. Vahşi kapitalist sistem ile çeşitli formatlarda sömürü düzeninin hâkim olduğu ve gelir adaletsizliğinin zirve yaptığı günümüz dünyası, Anadolu’nun bağrından doğacak ve tüm dünyaya dalga dalga yayılacak adalet, vicdan ve merhamet odaklı yeni bir medeniyeti sabırsızlıkla beklemektedir.
 
YeniBirParti Hareketi’nin partileşmesiyle doğacak Yeni Parti, son yıllarda milletimiz içinde bilinçli olarak tahrik edilen ayrışma ve kutuplaşmayı ortadan kaldırarak iç barışı sağlayacak ve kimsenin ötekileştirilmeyeceği bir siyasi ve sosyal ortam oluşturacaktır.

Yeni Parti, ekonomik kalkınmaya öncelik vererek tüm vatandaşlarımızın ekonomik refahını yükseltecek ve gelir adaletsizliğini gidererek refah ve zenginliğin tabana yayılmasını ve tüm vatandaşlarımız arasında adil bir şekilde dağılmasını sağlayacaktır.

Yeni Parti, siyasallaşan adalet sistemini onaracak ve eğitim sistemimizi, ülkemizi bir süper güç haline getirecek kadrolar yetiştirecek şekilde yeniden kurgulayacaktır.

Yeni Parti ayrıca eğitim, bilim, sanayi, kültür ve sanat odaklı olarak insanımıza yapılacak yatırımlarla, Anadolu’nun bağrından tüm dünyayı aydınlatacak, iyilik ve vicdan temelli yeni bir medeniyetin meşalesini tutuşturacaktır.

Genç, temiz, donanımlı, her görüşe saygılı, ortak akla önem veren ve aynı zamanda devletin yapısını ve işleyişini iyi bilen, hızlı karar alabilecek ve liyakat sahibi kadrolardan oluşan Yeni Parti, milletimizin dertlerine derman olacak ve ülkemizi her alanda gelişmiş ülkelerden de ileri bir seviyeye ulaştıracaktır.

Yeni Parti, başta gençlerimiz olmak üzere tüm halkımızı ülkemizin süper bir güç olmasını hedefleyen yeni bir ülkü etrafında birleştirecek ve bir yandan demokratik hak ve özgürlükler açısından, diğer yandan da ekonomik gelişmişlik ve kalkınma açısından kısa zamanda çok önemli icraatlara imza atacak ve milletimizi madden ve manen zenginleştirecektir.

Yeni Partinin öncelikli icraatlarından biri; her kesimden insanımızın görüş ve önerileri dikkate alınarak toplumsal mutabakat ve ortak akılla oluşturulacak bir sivil anayasa hazırlanması olacaktır. Çünkü 1980 askeri müdahalesinin ürünü olan 1982 Anayasası, aradan geçen süre zarfında 20’den fazla değişikliğe uğramasına ve 100’den fazla maddesi değiştirilmesine rağmen hala çağı yakalamaktan uzak, kısıtlayıcı ve vesayet odaklıdır. 41 yılda yapılan 20’den fazla değişiklikle de insicamı ve bütünlüğü bozulmuş, adeta yamalı bir bohça haline dönüşmüştür.

Daha önce Adalet ve Kalkınma Partisince söz verildiği halde gerçekleştirilmeyen yeni ve sivil anayasa vaadi, Yeni Parti tarafından gerçekleştirilecek ve hiç kimsenin veya toplumsal kesimin kendini ötekileştirilmiş hissetmeyeceği, tüm toplum kesimlerini kucaklayacak bir anayasa, ortak akılla hazırlanarak milletimizin onayına sunulacaktır.

Yeni Parti, kendisini siyasi yelpazenin sağında, Merkez Sağda konumlandırmaktadır. Yeni Parti, her türlü aşırılığa ve vatandaşlarımızın din, mezhep, ideoloji ve etnik kökenler itibariyle ötekileştirilmesine ve kutuplaştırılmasına şiddetle karşıdır.

Yeni Parti, her anlayıştan vatandaşımızın bünyesinde kendisine yer bulabileceği ve düşüncelerini ifade edebileceği birleştirici ve demokratik bir anlayışı benimsemektedir.

Yeni Partinin misyonu, milletimize bir ideolojiyi veya hayat tarzını dayatmak değildir. Yeni Partinin misyonu; tüm vatandaşlarımızın katkılarıyla ve adeta bir seferberlik halinde ülkemizi ekonomik, askeri, sosyal ve kültürel alanlarda dünyanın başat güçlerinden biri haline getirmek ve vatandaşlarımıza gelişmiş ülkeler düzeyinde müreffeh bir hayat sunarak milletimizi zenginleştirmektir.

Gelişmiş demokrasisi, gelişmiş ekonomisi, gelişmiş sosyal ve kültürel yapısı ve güçlü ordusuyla; dosta güven veren, düşmana korku salan, mazlumun yanında ve zalimin karşısında durabilecek Süper Güç Türkiye, Yeni Partinin yegâne amacıdır.